Eskikale Mh. Osmanpaşa Cd.
205 Kavukçu İşh. Kat:2 SİVAS
Konusunda Uzman; Psikolog, Sosyolog ve Sosyal Çalışmacı Arkadaşlar sizlere yardımcı olacaklardır.
0312 414 8115Arabuluculuk; bir özel hukuk uyuşmazlığının tarafı olan kişilerin, özgür iradeleriyle seçtikleri tarafsız ve uzman bir üçüncü kişinin (arabulucu) hakemliğinde, dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra başvurdukları bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Arabuluculuk, uyuşmazlığın mahkeme dışı, hızlı ve kesin bir şekilde çözülmesini amaçlayan bir usul hukuku kurumudur.
Suç teşkil eden fiillerle bağlantılı uyuşmazlıklar, arabuluculuk yoluyla değil; Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre uzlaştırma/uzlaşma hükümleri uygulanarak her savcılık bünyesinde bulunan uzlaştırma büroları tarafından çözülür.
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri hukuki sorunlara ilişkin uyuşmazlıklar arabuluculuk yoluyla çözülemez. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyeceği uyuşmazlıklar çoğunlukla kamu hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklardır. Kamu hukukunun yanı sıra aile hukuk gibi özel hukuk alanlarına ilişkin bazı hukuki problemler de arabuluculuk yoluyla çözülemez.
Önemle belirtelim ki, Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre uzlaştırma/uzlaşma kapsamında olan bir suç ile bağlantılı uyuşmazlıklar da arabuluculuk kanunu dışındadır. Bu uyuşmazlıklar için Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre uzlaşma yoluna gidilerek tüm uyuşmazlık savcılıklara bağlı uzlaştırma büroları tarafından çözülmelidir.
Tarafların arabulucuya gidemeyecekleri diğer uyuşmazlıklar şunlardır:
Ceza davaları
Nüfus kaydının düzeltilmesi veya değiştirilmesi davaları
Çocuğun velayeti
Aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar
İdari yargının yetkisine giren tam yargı davası ve iptal davası
Vergi hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar
İş hukukundan kaynaklanan hizmet veya iş kazasının tespiti vb. gibi tüm tespit davaları
Arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. İşverenin yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilir ve son tutanağı imzalayabilir (7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3/18).
Arabuluculuğa tabi iş hukuku uyuşmazlıkları ile ilgili bir tarafın arabuluculuk yapılması için başvurması halinde, her iki tarafın da belirlenen ilk toplantıya katılması yükümlülüğü vardır (491 sayılı Kanun m.3/12). Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf iş mahkemesinde dava açılması halinde kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin (dava avukatlık ücreti, harçlar, bilirkişi ücreti vb. giderler) tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca ilk toplantıya katılmayan bu taraf lehine avukatlık vekalet ücretine de hükmedilmez.
Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. Yani, her iki taraf yaptığı masrafları ve harçları kendisi öder. Ancak bu halde haklı çıkan taraf lehine yasal avukatlık ücretine hükmedilebilir.
İş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla hangi kanuna tabi olursa olsun, aşağıda belirtilen tazminat ve ücretlere ilişkin zamanaşımı süresi 5 yıldır (4857 sayılı İş Kanunu Ek Madde):
İş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat. Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından, son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez. Uyuşmazlığın arabulculuk yoluyla çözülemediğine ilişkin son tutanağın düzenlendiği tarihte zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar (491 sayılı Kanun m.17).
Arabuluculuk süreci gizli yürütülmelidir (Arabuluculuk Kanunu md.4). Arabulucu, arabuluculuk yapması nedeniyle kendisine verilen veya başka bir şekilde elde ettiği tüm bilgi, belge ve kayıtları gizli tutmak zorundadır. Taraflar da gizliliğe riayet etmek zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sırasında hiç kimse fotoğraf çekemez, ses veya görüntü kaydedemez (Arabuluculuk Yönetmeliği md. 6). Arabuluculuk faaliyeti yapılırken gizliliğe aykırı hareket eden ister arabulucu olsun ister taraflar olsun 6 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır (Arabuluculuk Kanunu md.33). Ayrıca, arabulucunun arabuluculuk sicilinden silinmesi de gündeme gelecektir. Müzakereler sırasında veya tarafların bir araya geldiği herhangi bir ortamda ses veya görüntülerin kaydedilmesi halinde, Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi veya Kayda Alınması Suçu işlenmiş olur. Arabulucunun yanında çalışan veya ilişkili olduğu kişileri de gizlilik ilkesine riayet etmek zorundadır.
Arabuluculuk sürecin tarafların özgür iradesiyle başlayan bir süreçtir. Taraflar, arabulucuya başvurmak veya başvurduktan sonra süreci devam ettirip ettirmemek konusunda tamamen özgürdür. Taraflar, hiçbir şekilde bu sürece katılmaya zorlanamayacağı gibi uyuşmazlığı arabuluculuk yoluyla çözmekten her aşamada vazgeçebilirler. Taraflar, gerek arabulucuya başvururken gerekse süreç boyunca eşit haklara sahiptirler. Taraflardan biri arabuluculuk sürecinin dışında bırakılamayacağı gibi söz hakkı da diğerine göre kısıtlanamaz (Arabuluculuk Kanunu md.5).
Arabulucu, yaptığı hizmet karşılığında bir ücret alır (Arabuluculuk Kanunu md.7). Taraflar başka türlü kararlaştırmamış ise; arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan Arabulucu Asgari Ücret Tarifesi uygulanarak belirlenir.
Arabulucunun ücreti ve diğer tüm masraflar aksi taraflarca kararlaştırılmamışsa eşit olarak karşılanır. Örneğin; konusu para ile ölçülebilen uyuşmazlıklarda her iki taraftan toplam uyuşmazlık konusunun %6’sı kadar bir oranla başlayan ve taraflarca eşit miktarda ödenen bir arabuluculuk ücreti söz konusudur.
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan arabuluculukta İcra edilebilirlik şerhi verilmesi davasının yargılaması sonunda; Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairece hükmün onanmasına karar verilmesi üzerine, davalı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Hüküm, Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440/III-2. maddesinde; Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen hükümlere ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltme yoluna başvurulamayacağı açıklanmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin REDDİNE karar verilmiştir (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi - Karar : 2017/351).